Sevda


Sevda, çok başka bir şey olmalı. Bugüne kadar pek çok kişi anlatmaya çalışmıştır, çok güzel anlatabilenler de olmuştur muhakkak.

Yine de; sevda sadece insana ait bir duygu olduğundan mütevellit yaşamış, yaşamakta olan ve yaşayacak insan sayısı artı bunların sevdalandıkları insan sayısı kadar farklı türleri olması gayet mümkün.

Bu yüzdendir içinde bulunduğum sevdayı size anlatmak istesem de bildiğim kelimelerle böyle bir cümle kurabilecek cesareti bulamıyorum kendimde.

Nefret sevginin zıttı değil mesela, bu yüzden bıçak sırtı bir çizgide yürüyorum bir o taraftayım bir bu tarafta, kesiliyor bütün vücudum kanıyor.

Sevdanın da anlatmaya çalıştığım nefretin de malum sebebi aşk tabii ki. Aşk; bu haliyle “doğada hiçbir şey yoktan var olmaz, var iken yok olmaz” ilkesinin bir kanıtı sanki. “Bitti”, “Yok artık” dediğimiz zamanlar bile en küçük bir rüzgârdan güç alıp tekrar alevleniveriyor çünkü. Bir anda alevlenivermiş gibi gördüğümüz, öyle sandığımız aşklara da taa çocukluktan beri hazırlanıyoruz aslında. Zaman zaman büyüyüp küçülse de asla yok olmuyor. En iyi ihtimal görünmeyecek kadar küçülmesi, duygusal insanlar için ise bu imkânsız zaten.

Bir de son zamanlarda “duygusal zekâ” denen bir şeyden bahsedilmeye başlandı. Söz konusu zekaya sahip insanların bir yalan sevdaya kanıp gitmesi çok zor sanırım. Böylelerinin sevdası gerçek acısı da gerçek olmalı.

Son olarak sevda insanların tamamından daha büyük bir şey olmalı, herkesi kandırabiliyor çünkü değiştirebiliyor, başkalaştırabiliyor. Her şeye rağmen yalanların en güzelidir sevda.

Hayat zor yaşamak güzel bir de.

Comments

Popular posts from this blog

GEÇİM SIKINTISI – SANAT SEPET

ANTİKA DÜKKÂNI

İnsanlar büyüdükçe, hayalleri küçülür mü?