Posts

Showing posts from July, 2006

Dünyanın Hiçbir Nüzhet'i Yalan Söylememelidir (*)

Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir ( * ). Çünkü bütün Nüzhet'ler aslında içimizde büyüttüğümüz, hiç haketmediği halde gözlerine türlü anlamlar yüklediğimiz, dünyada hiçbir insana nasip olmayacak saflıkta bir kalbi kendisine yakıştırdığımız, gerçeğiyle cismi dışında hiçbir alakası bulunmayan nesnelerdir. Nüzhetlerden birine aşık olan kişi aslında kendisine aşık olmuştur ve tek taraflı olan her aşk yalnız kaldığımız zamanlarda kalbi besleyen bir serumdan ibarettir. Evet aşk bir gıdadır ve gıdasız kalınılan durumlarda vücut kendi kendini beslemeye çalışır. Bu haliyle karşılıklı olmayan aşk sanıldığı gibi tamamıyla zararlı bir olgu değildir. Ama ilerleyen zamanlarda tembelliğe de alıştırabilir insanı o fena tabi. Evet; yalan söylememelidir dünyanın hiçbir Nüzhet'i ve yalan söylemez zaten dünyanın hiçbir Nüzhet'i. (* Dokuzuncu Hariciye Koğuşu-Peyami Safa)

Hastane Koridorları

Yoğun bakım ünitesindeyim, geniş bir koridorda hasta yakınları bekliyor. Çok kalabalık olmamasına rağmen aşırı gürültülü bir yer. İnsanlar boşa konuşmayı çok seviyorlar ve alçak sesle konuşmayı bilmiyorlar. Boş lakırtıların ehemmiyetsizliğini bağırarak kapatmaya çalışıyor olabilirler. Esasında gürültüden dolayı birbirlerine seslerini duyurabilmek için bağırarak konuşuyorlar. Böylece gürültü arttıkça sesler yükseliyor ve sesler yükseldikçe de gürültü daha da artıyor. Hayatın genelinde bir kısır döngü var gibi zaten. Keşke aşk hayatımızda da böyle olsa. Sevdikçe daha çok sevilsek daha çok sevildikçe daha da çok sevsek. Heyhat öyle olmuyor. "Gönül kaçanı kovalar" diye bir söz uydurmuşlar. Sevgikçe kaybediyoruz ilgileri ve ilgi gördükçe yitiriyoruz sevgileri. Bu biraz da nasıl bir ilişki istediğimize bağlı. Bir ömür boyu mutlu mesut bir birliktelik mi? Yoksa aşk oyunları mıdır aradığımız? Ya peki ikisi bir arada bulunamaz mı? Bulunur.