Posts

Showing posts from March, 2018

ANTİKA DÜKKÂNI

Ahşap, kahverengi kapı her açıldığında üzerindeki minik çan çalıyor, bu sese yaz aylarında bungun hava ile birlikte tozun kokusu, kış aylarında buz gibi hava ve kimi zaman da döne döne uçuşarak içeri giren kar taneleri eşlik ediyor. Bazen oyun bile oynuyorum burada. Mevsim yaz ise çan sesi ile birlikte içeri giren toza karşı siper alıyorum hemen, ne yapsam nafile, gelip üzerime yapışıyorlar, " alerjim var benim, gidin ayol " desem de dinlemezler. Pavlov'un köpeği işte, hepinizin bildiği hikâye, ben nereden mi biliyorum. Durun anlatayım. İlk zamanlarımdı. Siyah kalın çerçeveli gözlüğü, yarısı ağarmış sakalları ve atkuyruklu uzun saçıyla boylu poslu bir adam gelmişti. Fuları üzerimdeki tozların rengindeydi. Yarı boylarında çıtı pıtı bir kızcağız ile birlikte, muhtemelen dışarıda başlattıkları bir sohbete devam ederek girdiler içeriye. Zavallı kızcağız aynı sözleri daha önce onlarca kez duymuş gibi bıkkın bir ifadeyle dinliyor bir yandan da etrafına bakınıyordu.   -